11 Aralık 2014 Perşembe
Casting Seçmeleri İçin Tüyolar
Filmler, diziler ve reklam filmleri için yapımcılara örnek oyuncu tavsiyeleri veren casting ajansları, günümüzde yeni yüzlerle tanışmamızı sağlayan yegane firmalardır. Rolü iyi yorumlayanın işi kaptığı gerçeği üzerine kurulu olan casting düzeni, kurtlar sofrasından hallice bir düzenin içerisinde bulunmaktadır. Sonuçta tek bir rol için binlerce aday önerilir ve yapılan elemeler neticesinde sadece bir kişi seçilir. Bu da hem yetenek bakımında güçlü, hem de kamera karşısına geçtiğinizde bir ekran ışığına sahip olmanız bakımından çeşitli yetkinliklere sahip olmanız zorunluluğunu getirmektedir.
Ülkemizde casting firmalarının sektöre kazandırdığı birçok genç oyuncudan bahsedebiliriz aslında. Örneğin Sinem Kobal, Yağmur Tanrısevsin, Öykü Çelik ve daha niceleri... Şimdilerde kaliteli olan birçok yapımda karşımıza çıkan bu isimler, şöhretlerini casting seçmelerinde gösterdikleri üstün başarıya borçludur. Bu örneklerin farkında olan genç oyuncu adayları da cast ajanslarına deyim yerindeyse hücum etmektedirler. Fakat cast ajansı bünyesine kabul edilmiş olmanızın illa ki ünlü olacağınız bir garantisi olmayacağını da bilmelisiniz. Çünkü casting ajansı asla bunun güvencesini vermez. O sizi uygun gördüğü projelerde yapımcılara tavsiye eder ve gerisini tamamen sizin becerinize bırakır. İşte bu noktada da karşımıza yeteneğin ne kadar önemli bir olgu olduğu karşımıza çıkmaktadır.
Peki casting seçmelerine nasıl hazırlanılır?
Öncelikle size biçilen rolü iyice içselleştirmelisiniz. Bunun için mimik ve ses egzersizleri yapabilirsiniz. Ayrıca role girmeniz açısından gözlem yapabilir, elinize gelen senaryoyu iyice inceleyerek rolü iyi yorumlamaya çalışabilirsiniz. Unutmayın ki her proje için tek bir şansınız var ve binlerce rakibiniz arasından sıyrılmak için son derece titiz olmalısınız. Aksi takdirde hayalleriniz süsleyen o spot ışıklarına ulaşamazsınız.
Casting: http://tumayozokur.com.tr/
2 Aralık 2014 Salı
Örnek Yetenek: Yağmur Tanrısevsin
Bir sanatçının iyi ya da başarılı olarak lanse edilebilmesi için hangi özellikler bir araya gelmelidir sizce? Bence iyi bir sanatçının başarılı sayılabilmesi için yeteneği ile harmanlayacağı etkin bir eğitime sahip olması gerekmektedir. Yani entelektüel seviyesinin ve kültürel bilgi birikiminin fazla olması lazımdır. İyi ve güzel konuşabilmelidir. Telaffuzu ve hitabeti ile karşısındakileri etkileyebilmelidir. Ucuz magazin haberleri ile değil, yer aldığı kaliteli projelerle ve aldığı ödüllerle anılması gerekmektedir. Dahası, halkın içinden geldiğini ve halka mal olduğunu unutmadan tüm bunları büyük bir alçak gönüllülük içerisinde gerçekleştirmelidir. Ayrıca sosyal sorumluluk projelerinde de aktif rol almalıdır...
Peki ya sizce yukarıdaki tanımlamalara uygun kaç tane sanatçımız vardır? Bence sayıları her geçen gün azalmakta, yerleri doldurulmayacak kadar büyük boşluklar bırakmaktadırlar. Çünkü ne yazık ki günümüz şöhretlerinde ego almış başını gitmiş durumdadır. Oysa ki bir sanatçı her şeyden önce alçak gönüllü olmalıdır. Naif ve zarif olmalıdır. Öyle magazin haberleri ile ne işi olabilir gerçek bir sanatçının? Fakat maalesef günümüzde birçok ünlü magazinel olayların tesiri altında gençliklerini çürütmekte, dahası yeteneklerini de köreltmektedir.
Yukarıda karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım. Ancak iyiyi görebilmek için önce kötüden ya da olmaması gerekenden bahsedilmesi gerektiğini savunuyorum. İşte Yağmur Tanrısevsin de genç yaşına rağmen büyük başarılara imza atmayı başaran bir yetenek... Çünkü Yağmur Tanrısevsin'in güzelliği bir yana, magazin haberlerine prim vermeyen sade yaşamı ve yer aldığı kaliteli projelerdeki başarıları ile son dönemin en gözde isimleri arasında gösterildiğini düşünüyorum. Özellikle yer aldığı sosyal sorumluluk projelerinin de yakından takipçisiyim. Son olarak bir okul için kitap kampanyası düzenleyen genç oyuncu, şimdilerde yeni sorumluluk projelerinin peşinde koşturuyor. Adına ağaç diktiren, okullara kütüphane açtıran bu genç yeteneği hepimizin ayakta alkışlaması gerektiğini savunuyorum.
Peki ya sizce yukarıdaki tanımlamalara uygun kaç tane sanatçımız vardır? Bence sayıları her geçen gün azalmakta, yerleri doldurulmayacak kadar büyük boşluklar bırakmaktadırlar. Çünkü ne yazık ki günümüz şöhretlerinde ego almış başını gitmiş durumdadır. Oysa ki bir sanatçı her şeyden önce alçak gönüllü olmalıdır. Naif ve zarif olmalıdır. Öyle magazin haberleri ile ne işi olabilir gerçek bir sanatçının? Fakat maalesef günümüzde birçok ünlü magazinel olayların tesiri altında gençliklerini çürütmekte, dahası yeteneklerini de köreltmektedir.
Yukarıda karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım. Ancak iyiyi görebilmek için önce kötüden ya da olmaması gerekenden bahsedilmesi gerektiğini savunuyorum. İşte Yağmur Tanrısevsin de genç yaşına rağmen büyük başarılara imza atmayı başaran bir yetenek... Çünkü Yağmur Tanrısevsin'in güzelliği bir yana, magazin haberlerine prim vermeyen sade yaşamı ve yer aldığı kaliteli projelerdeki başarıları ile son dönemin en gözde isimleri arasında gösterildiğini düşünüyorum. Özellikle yer aldığı sosyal sorumluluk projelerinin de yakından takipçisiyim. Son olarak bir okul için kitap kampanyası düzenleyen genç oyuncu, şimdilerde yeni sorumluluk projelerinin peşinde koşturuyor. Adına ağaç diktiren, okullara kütüphane açtıran bu genç yeteneği hepimizin ayakta alkışlaması gerektiğini savunuyorum.
28 Kasım 2014 Cuma
Çalışmanın Azmi; Yağmur Tanrısevsin
Hepimiz çocukluğumuzda ya da ilk gençlik
yıllarımızda oyuncu olmayı ve bir gün televizyona çıkmayı düşlemişizdir. Ancak
pek azımız bu konuda hayallerini gerçekleştirebiliyor daha doğrusu hayallerinin
peşine düşerek gerçekleştirmek için çabalayabiliyor. Bugün hala televizyonu açtığımda
ya da bir sinema filmine gittiğimde aklımın bir kenarına gelir, acaba uğraşsam,
o zahmetli yola ben de düşsem, gerçekten de oyunculuğu başarabilir miydim diye
düşünüyorum. Bu konuda benim yapamadığımı yapan pek çok oyuncu var ama ben
içlerinden bir kaçını ayrı tutuyorum. Özellikle oyunculuğuna hayran olduğum
Yağmur Tanrısevsin, hayallerini gerçekleştirmek için benim yapamadıklarımı
yaptığı için çok taktir ediyor.
Yağmur Tanrısevsin gibi hayallerinin peşinden
koşan kadınları her zaman her parkurda desteklemek gerekiyor. Özellikle
oyunculuk gibi zor bir alanda bu kadar başarılı olmak bir kadın için çok çileli
yollardan geçmeyi gerektirir. Zaten Yağmur Tanrısevsin’de bugünkü başarısını
elde edesiye kadar pek çok kişiden ve kurumdan oyunculuk eğitimleri almış ve
kendini en iyi şekilde geliştirmeye çalışmıştır. Hem bu eğitimlerin hem de
üstün bir yeteneğinin sonucu olarak da son dönemin en başarılı genç
oyuncularından birisi olarak Yağmur Tanrısevsin’i izlemeye devam ediyoruz.
Benimde pek çok kişi gibi Güneşi Beklerken dizisi ile adını duyduğum Yağmur
Tanrısevsinhem bu dizideki oyunculuğu hem de bunun ardından Kaçak dizindeki
oyunculuğu ile ne kadar kaliteli bir hamura sahip olduğunu herkese gösterdi.
Artık tek yapması gereken yıllar içerisinde bu hamura en güzel halini vermek
olacaktır.
Her oyuncu kendisinin ekranlarda en iyi şekilde
görünmesini ister ancak ne akdarı bunun için özel bir çabaya giriyor. Oyunculuk
pek çok mesleğin aksine sürekli olarak kendinizi geliştirmeniz gereken bir
alandır. Kendisine sürekli olarak yeni bir şeyler katamayan insanlar zaman
içerisinde ekranlardan kaybolup gideceklerdir. Bunun olmaması için kişisel
gelişim çok önemlidir. Özellikle genç oyunculardan Yağmur Tanrısevsin, bu
konuda benim gözüme en çok giren oyuncuların başında geliyor. Kendisini her rolünde
biraz daha yetenekli ve biraz daha gelişmiş görüyorum. Eminim ki bunlar azimli
bir çalışmanın sonucu gelen başarılardır.
17 Kasım 2014 Pazartesi
Yeşil Deniz'de Öykü Çelik Rüzgarı
Ekranların en saf, en organik, en doğal ve neşeli dizisi olarak lanse edilen Yeşil Deniz, TRT-1 ekranlarında boy göstermeye devam ediyor. Baş rollerinde Burak Serdar Şanal, Öykü Çelik ve Melis Babadağ'ın paylaştığı güzel dizinin sımsıcak bir ege komedisi olarak tanımlamak mümkün. Benim gibi bir Öykü Çelik hayranı için muhteşem bir seyir eğlencesi olan dizide sık sık kahkaha atabilir, siz de benim gibi Ege bölgesine has ögelerle hoşça vakit geçirebilirsiniz.
Eğlencesi bol, komik bir dizi olan Yeşil Deniz, Ege'nin mistik kasabası Birgi'de çekiliyor ve diziye hakim olan o mis gibi Ege havasını da içinde bulunduruyor. Hal böyle olunca da durmaksızın yayından kaldırılan dizilere nazaran iyi bir izlenme kitlesi elde etmeyi başarıyor. Sadece dizinin çekildiği yerin güzelliği değil, senaryo, hikaye ve elbette oyuncuların başarısını da unutmamak gerekiyor. Özellikle benim gibi bir Öykü Çelik hayranının beğenmemesi mümkün olabilir mi sizce? Elbette ki beğendim! Hem diziyi hem de Öykü Çelik'i elbette!
10 Kasım 2014 Pazartesi
Hayatımın İdölü Caner Cindoruk
Benim gibi genç oyuncu adaylarının her zaman örnek aldığı
bazı karakterler ya da oyuncular vardır. Bu tüğr oyuncuları örnek almak aslında
biraz onları taklit etmemizi sağlasa da bence oyunculuğumuzu geliştirmek
acısından da bize çok fazla fayda sağlamaktadır. Özellikle bir oyuncunun nasıl
duygu aktarılacağını öğrenmesinin en iyi yollarından birisi bir ustayı
izlemektir. Her ne kadar doğal hayattan gözlem yaparsanız yapın bir oyuncunun
role bürünmesi çok farklı bir şeydir. Bu yüzden ben de kendime örnek olabilecek
ve benim yapıma benzeyen birisi arayışındaydım. Bu konuda çok fazla araştırmama
da gerek kalmadı ve Caner Cindoruk ile bir sette karşılaşma imkanına kavuştum.
Daha önceki rollerini sinemada ya da televizyonda izleme
imkanı bulduğum Caner Cindoruk zaten beğendiğim bir oyuncuydu ancak daha önce
hiç canlı bir şekilde rol yaparken görmemiştim. Bu şansı ikimizin beraber rol
alabileceği bir sahnede yakalamak ise benim için en büyük şanslardan birisiydi.
Daha o an oyunculukta örnek almam gereken insanın Caner Cindoruk olduğunu
anlamıştım. Caner Cindoruk gibi oyuncular kolay yetişmedikleri gibi kolay bir
şekilde de keşfedilemiyorlar. İlk olarak 2006 yılında Beynelminel filminde
kendisini izlediğimden beri kaliteli bir oyuncu olduğunu açıkça gösteren Caner Cindoruk
aradan geçen 8 yıllık bir süreçte de kendi oyunculuğunu katlayarak ilerledi. Benimde
hayalim bir gün onun gibi başarılı işlere imza atabilmek.
Benim için Caner Cindoruk isminin kendini kesinlikle
kanıtladığı ve Türk sinemasının en kaliteli isimlerinden birisi olduğunu
gösterdiği Bahman Gobadi’nin yönettiği Gergeden Mevsimi adlı filmdir. Filmde
hayran kaldığım bir performans gösteren Caner Cindoruk, bu filmi ile kendisini
uluslararası arenada da gösterme imkanı buldu. Bu tür uluslararası yapımlar
oyuncuların portfolyoları için çok büyük bir imkandır. Ben de kendime rol model
edindiğim bir oyuncunun yurtdışında göstereceği performansı son derece merak ediyorum
ve ilgiyle takip ediyorum. Bir oyuncu adayı olarak onun edinmiş olduğu
başarılar ileride benim gösterebileceğim başarıların bir ön izlemesi gibi
geliyor. Bu yüzden örnek aldığım oyuncu olan Caner Cindoruk’un başarılarından
dolayı bende gururlanıyorum.
caner cindoruk: http://tumayozokur.com.tr/oyuncu/?pk=39339
31 Ekim 2014 Cuma
Oyunculuk Eğitimi Almak Artık Hayal Değil
Konservatuvara giriş sınavının zorlukları bir yana, kontenjan sınırlamaları nedeniyle oyunculuk hayallerinin daha ilk aşamasında elenmelerine ve yeteneklerine rağmen bir çeşit umutsuzlukla baş başa kalmalarına neden olmaktadır. İşte bu noktada genç yeteneklerimizin oyuncu eğitimi veren kurslara başvurmalarını ve işlerini şansa bırakmamak için çabalamaya devam etmelerini tavsiye ediyorum. Hem bu sayede kendilerini çekirdek yetiştirebilir, konservatuvar için de yeniden hazırlanmaya başlayabilirler.
Peki ya oyuncu eğitimi veren bir kursu nasıl seçeceksiniz? Bunun için öncelikle yapmanız gereken tek şeyin araştırma yapmak olduğunu söylemek mümkün, ancak ben bu noktada cast ajanslarından faydalanmak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü cast ajansı bünyesinde alacağınız oyuncu eğitimi sayesinde daha ilk günlerden sektörü yakından tanıma imkanına sahip olarak potansiyel eksikliklerinizin üzerine gidebilirsiniz. Ayrıca cast ajanslarında oyunculuk eğitimi dışında verilen diğer hizmetlerden de faydalanabilirsiniz. Bu noktada özellikle kariyer ve şöhret yönetimi, kamera önü oyunculuğu, diksiyon ve menajerlik hizmetleri gibi önemli eğitimlerden faydalanılabilir.
Ülkemizde maalesef birçok farklı merdiven altı diye tabir edilebilecek ajanslar mevcut. İşte bu ajanslarla vaktinizi boşa harcamak yerine sektörel bir ağırlığa sahip olan ajansı tercih ederek geleceğinize en güzel yatırımı gerçekleştirebilirsiniz. Bu noktada benim tavsiyem ise, Türkiye'nin ilk cast ajansı olan Tümay Özokur Kariyer ve Şöhret Yönetimi Cast Ajansı'dır. Çünkü Tümay Özokur cast ajansında yukarıda bahsedilen tüm eğitimleri alabilir, menajerlik ve kariyer-şöhret yönetimi danışmanlıklarından faydalanabilirsiniz.
Oyuncu Eğitimi: http://tumayozokur.com.tr/atolye/
26 Eylül 2014 Cuma
Bollywood Etkisi
Her yıl Hollywood'un iki katı film üreten Hindistan'ın Bollywood sineması, ülkede ciddi bir sinema endüstrisinin oluşmasına neden olmuştur. Bollywood filmlerinin vazgeçilmezi olan şarkılı dans sahneleri ile 1 milyarı aşkın nüfusun büyük çoğunluğu dublör ve figüran olarak kendine ek kazanç sağlamaya çalışıyor.
Verilen aralar hariç, neredeyse 3.5 saat uzunluğunda olan filmlerde birçok kez şarkı ve geleneksel dans figürlerine yer verilen Bollywood Sineması, görünen o ki normal vatandaşları bile sinema ve televizyonda aktif olarak ufak roller almaya itmiş. Kendi endüstrisini yaratmayı başaran bu farklı kültür, deyim yerindeyse her Hindistanlının oyuncu olmasına yol açar olmuş. Özellikle dans sahnelerinde boy gösteren figüranlar, zaten kısıtlı gelirlerine az da olsa katkı sağlayabildikleri için mutlu durumdalar.
Hindistan sinemasının bu farklı durumu, Türk sinemasını daha fazla düşünmeme yol açtı. Çünkü özellikle son dönemde sadece dış görünüşleri sayesinde ekranda yer almaya başlayan yeteneksiz şöhretler, Türk izleyicisini dizi izlemekten soğuttu diyebilirim. Her projede aynı yüzleri görmekten sıkılan Türk izleyicisi, belli ki yetenekli olan yeni yüzlere büyük bir ihtiyaç hissediyor. Peki ya dizi ve film yapımcıları bunu ne derece anlayabiliyor?
Oyunculuk eğitimi almış, tiyatro kökenli yetenekli kişilerin sektörü bir türlü elde edememelerinden dolayı derin bir rahatsızlık duyuyorum açıkçası. Çünkü Türk sinemasının bu tip genç ve eğitimli yeteneklere gerçekten ihtiyacı var. Bu nedenle oyuncu menajerlik konusunda deneyimli cast ajanslarına da büyük görev düşüyor diye düşünüyorum.
24 Eylül 2014 Çarşamba
Şöhrette Eski Ve Yeni Karşılaştırması
Günümüzde oyuncuların ve sanatçıların şöhretlerini yaşama şekilleri çokça tartışılıyor. Peki ya şimdi eski ile yeni dönem şöhret anlayışını karşılaştırmaya ne dersiniz?
Eskiden ünlülerde ''hayranlarım üzülür'' düşüncesi hakimdi. Tüm özel yaşamlarını ve demeçlerini buna göre verirlerdi. Hatta Türk sinemasının duayeni Kadir İnanır'ın yıllarca halkın sevip kabullendiği Kadir İnanır'ı yaşatabilmek için kendi hayatını yaşayamadığını anlattığı bile söylenir. Hatta öyle ki, hayranlarının ilgisini kaybetmemek adına evlenmezlerdi. Ancak günümüzde bu durum fazlasıyla değişmiştir. Çünkü günümüz şöhretleri kendilerine gösterilen ilgiye rağmen diledikleri hayatı yaşamakta herhangi bir beis görmemektedir.
Eskiden ünlüler iki dirhem bir çekirdek diye tabir edilen şekilde giyinirlerdi. Örneğin Türkan Şoray'ı veya Filiz Akın'ı makyajsız görmek imkansızdı. Prestijlerini korumak adına gösterdikleri bu özen, şimdilerde demode olmuş durumda. Çünkü günümüz ünlüleri her ne kadar sahnede kendi işlerini icra ederken bir star gibi görünseler de, ''ben de insanım'' imajını sürdürmekten yana gibi görünüyorlar. Çünkü ünlüleri işleri dışında son derece normal kıyafetler içinde ve en doğal halleri ile görmek mümkün. Kısacası ulaşılmaz değiller.
Geçmişte ünlülerin bir çoğu gerçek isimlerini kullanmaktan kaçınırlardı. Onun yerine havalı sahne isimleri ile anılırlardı. Fakat günümüzün şöhret anlayışında bu da demode olmuş durumda. Artık havalı isimler değil, gerçek isimlerin kullanıldığı iyi projelerin bir önemi oluyor.
Yukarıda anlatmaya çalıştığımız bu durum, birçok cast ajansı tarafından irdelenen bir yönetim biçimidir. Özellikle oyuncu menajerlik desteği veren cast ajanslarının yeni yüzlere yukarıdaki örneklerden yola çıkarak bir şöhret planı oluşturduğu görülmektedir.
Oyuncu Menajerlik: http://tumayozokur.com.tr/menajerlik-oyuncu/
8 Eylül 2014 Pazartesi
Oyunculuk Eğitimi Hakkında İlk Yazı
Oyuncu olmak istiyorsun ama ne yapacağını bilmiyorsun değil mi? İşte bu blog tam sana göre! Çünkü dizilerde oyunculuk yapmayı hayal eden gençlerin kariyer hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak yolları bu bloğa yazılacak yazılarda bulacaksın...
Oyunculuğun bir meslek olduğunu unutmamak gerekiyor. Çünkü son zamanlarda görsel manada güzel, ancak oyunculuk açısından son derece başarısız kişilerden geçilmiyor bu sektör... Elbette televizyonda ya da sinemada gördüğümüz kişilerin görsel açıdan göze hitap etmesi gerekli, ama bunu sanatın önüne koymayı manasız görüyorum. Sonuçta oyuncu değil, esasında oyuncunun büründüğü roldür önemli olan. Bu nedenle oldukça disiplinli bir oyunculuk eğitimi almalısınız. Ayrıca oyuncu eğitimi dışında Türkçeyi son derece doğru ve etkili kullanabilmelisiniz. Diksiyonunuz ve insanlarla olan iletişiminiz ise kusursuz olmalı. Yani aslında siz kusursuz olmalısınız. Bunu başarmak için de oyunculuk eğitimi veren ve oyuncu adaylarına prestijli projelerde yer alma fırsatı tanıyan bir cast ajansı ile çalışmanız gerekiyor. İşte bu noktada benim önerim her zaman için Tümay Özokur Atölye'den yana oluyor. Çünkü Tümay Özokur'un ajansında sadece oyunculara değil, oyuncu adaylarına da gerekli eğitim verilir ve bu eğitimin sonunda sektör projelerinin oyuncu seçimlerine katılma şansları tanınır.
Oyuncu olmak isteyen kişilerin unutmaması gereken bir gerçek var aslında. O da oyunculuğa giden yolun dikenlerle kaplı olduğu ve güllere ulaşmak için dikenlere katlanmanın bir zorunluluk olduğudur. Çünkü hiç kimse gökten zembille inercesine oyuncu olamaz ve sektörde kalıcı olmanın yolu da çok çalışmaktan ve disiplinli olmaktan geçer. Bu nedenle sizi hayallerinize ulaştıracak yolda gerçeklerle yüzleştirecek bir eğitimden geçmeniz gerektiğini sonuna kadar savunuyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)